Hal böyle iken, masallara konu olmak işten bile değil. "Hey gidi hey, bir zamanlar evlerin önünde kocaman bir alan olurdu evladım. Orada koşar oynardık. Dost meclisleri toplanır, gecenin geç saatlerine kadar hoş sohbetler akar giderdi." Torunlarıma böyle şeyler anlatma ihtimalim ne kadar acaba? Herkesin hayalinde masal kahramanı olmak vardır elbette ama böyle bir masalın baş rolünde olmayı ne pamuk prenses isterdi ne de rapunzel. Hele ben, en bi' gerçek karakter olarak hiç istemiyorum.
Bahçe denilince konuşmaktan en çok zevk aldığım konuların başında, bahçe mobilyaları geliyor. Üretimin artmasıyla beraber çeşitliliğin de çoğalması karar vermeyi biraz zorlaştırsa da; konu bahçe olunca bu tatlı bir kararsızlık süreci oluyor.
Favorilerim arasında rengarenk salıncaklar yer alıyor. Çocuk parklarında da en çok sevdiğim ve vakit geçirdiğim oyuncak salıncak olmuştur hep. Uçma hayalini sadece rüyalarda yaşayabilen bir çocuk olarak, salıncak benim rüya dışı uçma deneyimi gerçekleştirebileceğim en büyük keşfim olmuştu. Mesela şu, rengiyle bile neşe saçan salıncak bahçenin en güzel yerini hak ediyor bence. Keyifli sohbetlerin ev sahipliğini yapma özelliğine sahip olması da ayrı bir güzellik katıyor kendilerine.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder