20 Haziran 2013 Perşembe

İç Mekanda Dış Mekan

Mimari, iç mimari ve endüstri ürünleri tasarımının yanı sıra peyzaj mimarlığı da yaşam alanımızın kalitesini yükseltmek adına önemlidir.


Bir nevi peyzaj mimarisini, Amerikan Modern Çağı’nda Eichler evlerinde görürüz tasarım tarihinde. Eichler, herkes için güzel evler mimari anlayışında, evlerinde iç mekan ile dış mekanı birleştirme ilkesi ile hareket eder ve bu da “Bring the Outside” anlayışı olarak tanımlanır. Yani gün ışığını içeri davet eder Eichler müthiş bir misafirperverlik ile.  


Eichler evlerinde, camlar yerden tavana kadar uzanır ve dış mekanı iç mekana taşır. Evin bütün odalarının bir tek avluya açılmasını sağlar ve bu avlu bir bahçe şeklindedir. Huzurlu ve aydınlık, gün ışığından maksimum fayda etmeye yönelik düzzenlenmiş bir peyzaj mimari örneği sayılabilir niteliktedir.



Arne Jocabsen, Danimarkalı Mimarlar Birliği’nin düzenlediği bir tasarımı “House of Future” ile kazanmıştır ve bu tasarımında, geleceğin bütün olası ihtiyaçlarını bir ileri görüşlülük ile tasarlamıştır. Ev spiral biçimi ile odaları, merkezi yaşam alanı etrafında gruplandırmak amaçlanarak tasarlanmıştır. Helikopter pisti, garaj ve kayak evi yaratmıştır. Tasarım sadece tasarım olarak kaldı ve inşa edilmedi ancak yine de geleceğin evi olarak görüldü her anlamda, bahçe tasarımı dahil.



Özellikle basit ama şık koltukları ile dikkat çeken Danimarkalı Arne Jocabsen, bahçe tasarımında da saygı görerek anılır. Arne Jocabsen’in bütün tasarımlarına yeşilin hakim olduğu söylenebilir. Mimar ve tasarımcı Arne Jacobsen, peyzaj mimarı olarak da çalışır ve ‘modern bahçe’ tasarım anlayışını devam ettirir. Modern bahçe temasını, otelde, yeşil tekstiller ve mobilyalardaki organik formlar ile canlandırmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder